- ertesi yıl
- dotira salê
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
ertesi — sf. Bir günün, bir haftanın, bir ayın, bir yılın ardından gelen (gün, hafta, ay, mevsim, yıl) Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk, / Soğuk bir mart sabahı... Buz tutuyor her soluk. F. N. Çamlıbel … Çağatay Osmanlı Sözlük
mali yıl — is., ekon., esk. Her yıl bütçenin uygulanması için martın birinden başlayıp ertesi yıl şubat sonunda kapanan süre … Çağatay Osmanlı Sözlük
alaza — is., hlk. Dökülen tohumlarla ertesi yıl kendiliğinden çıkan tahıl, soğan vb … Çağatay Osmanlı Sözlük
bütçe yılı — is. Bir bütçenin uygulanmaya başladığı günden ertesi yıl aynı güne kadar geçen süre … Çağatay Osmanlı Sözlük
halaza — is., hlk. Ekinler biçilirken tarlaya dökülen tanelerden ertesi yıl kendiliğinden yetişen ekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
devrisi — sf., hlk. Bir sonraki, ertesi (gün, hafta, ay, yıl) Bizim moruk ertesi güne devrisi der de ondan dilim alışmış. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ay — 1. ünl. Birdenbire duyulan acı, ağrı, şaşırma, ürkme veya sevinç anlatan bir söz Ay! Sen mi idin? Ay, ne güzel! 2. is., gök b. 1) Dünyanın uydusu olan gök cismi, kamer 2) Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre 3) Yılın on iki bölümünden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakaya — is., ç., ask., Ar. baḳāyā 1) Askerlik çağına girenlerden son yoklamalarını yaptırarak askerlik kararı aldırdıkları hâlde çağrıldıklarında gelmeyen veya gelip de kıtalarına gitmeden toplandıkları yerlerden ayrılanlar 2) ekon. Ait olduğu yıl içinde … Çağatay Osmanlı Sözlük
dönmek — nsz, er 1) Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek İçeride anahtarın acı bir gıcırtısıyla döndüğünü duydum. Y. Z. Ortaç 2) den, e Geri gelmek, geri gitmek Ertesi gün aynı yoldan Bodrum a döndük. Halikarnas Balıkçısı 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük